12 Mayıs 2015 Salı

12 Eylül'ü Okumak

Siyasetin bolca konuşulduğu bir ailede büyüdüm. Bu nedenle 1970'lerden bu yana Türkiye'nin önemli siyasi olayları yaşanırken tam olarak nerede, ne yaptığımı bile hatırlarım çoğu zaman. Mesela 1 Şubat 1979'da giyinmiş, bir "ev gezmesi"ne çıkmak üzereyken televizyonda akşam haberlerinde Abdi İpekçi'nin vurulduğunu öğrendiğimde, oturma odasında sırtım duvara dönük ayakta duruyordum. Çok iyi hatırlıyorum çünkü annemle babam televizyonun karşısındaki koltuğa oturup kalmış şaşkınlıkla siyah beyaz ekrana bakıyordu. Ya da cinayeti işleyen Mehmet Ali Ağca 25 Haziran 1979'da yakalandığında da nerede olduğumu hatırlıyorum: Kuşadası'nda çok sevdiğim bir otelde  kahvaltı masasında.



Fotoğraf - Kadir Can
Hatırlıyorum çünkü Türkiye'yle ilgili her şey bolca ve son derece doğal bir şekilde konuşulurdu aramızda. Bir insanın büyürken hafızasında kalan bu kısa anlarla ne yapacağı, bu anlık görüntüleri ekleye ekleye nereye varacağı o gün bilinmese de, siyasi kimlik böyle oluşuyormuş sanırım. Çok sonra anladım. 

Fotoğraf: Kadir Can
12 Eylül'de 11 yaşındaydım. Bir cuma sabahıydı. Gün televizyon başında başladı ama sokağa çıkma yasağı nedeniyle annemle babam işe gidemediği için bir pazar günü gibi devam etti benim için; bahçede oyun oynayarak geçti.
O gün çabuk geçti ama ilk kez ekranda gördüğüm o adam evimizden uzun yıllar hiç çıkmadı. O dönemle ilgili resimler değil sadece hatırladıklarım. Yıllar geçtikçe 12 Eylül dönemine ait duygularımı, düşüncelerimi de çok net hatırlamaya başladım: 80 Anayasası oylanırken zarfların oylar görünecek şekilde incecik basılmasına inanamamıştım mesela, çok öfkelenmiştim çocuk aklımla.

Ya da 1987'de Avrupa'daki Türk imamlarının maaşlarının Suudi Arabistan merkezli Rabıta örgütü tarafından ödendiği ortaya çıktığında, bu kararnameyi imzalayan Kenan Evren'in kendini savunmak için televizyonda saatlerce konuştuğu gece, salonda turuncu halı üzerinde otururken, bu kadar 'komik' bir başka savunma olamayacağını düşünmüştüm. O gün yaptığı konuşma, puan verip aralarında yarıştırdığım tüm Evren konuşmaları içinde favorim olmuştu bir anda.

Bugün devlet töreniyle cenazesi kaldırılan Kenan Evren ve 12 Eylül dönemiyle ilgili bence en samimi ve gerçekçi tanımlamayı Murat Belge yapmış Tuba Çandar'la söyleşisinde. Aydın olarak o dönem 12 Eylül'ün gelişini göremediklerini anlatırken Belge şöyle der Evren için: "...O gün gördüğümüz Türkiye'nin 12 Eylül ve Kenan Evren'i hak edecek kadar müptezel olduğunu düşünmüyorduk. Sanki biraz daha iler tutar tarafı olan bir toplumdu. Dolayısıyla da Kenan Evren kadar ortalama bir kişilikle toplumu ezmeyi başaracak bir darbe tahayyül edemiyorduk yani. Daha satanik, daha diyabolik, zeki bir şey olur diye bekliyorduk. Halbuki lazım değilmiş Türkiye'ye, onlar daha iyi biliyorlar neyin lazım olduğunu." (Murat Belge, Bir Hayat - Tuba Çandar, Doğan Kitap).


12 Eylül dönemini ilk gençlik yıllarımda bana en iyi anlatan kitaplardan bir Hasan Cemal'in "Tank Sesiyle Uyanmak" kitabı olmuştu. Bazen alaya alan bir dille, bazen tanıklıkların ağırlığıyla sakince anlatır o dönemi Hasan Cemal. Onun bu anlatımıyla aslında o dönemde yaşanan her şeyin ne kadar absürd olduğunu, sanki sürreal bir Bunuel filmi gibi göründüğünü, bugün kitabı yeniden karıştırınca, uzaktan bakarken çok net görürsünüz  ama kayıpları geri getiremez, yaralı yürekleri iyileştiremezsiniz maalesef.

Başka 12 Eylül okumaları için aklıma ilk gelenler: Uğur Mumcu'nun "12 Eylül Adaleti" (UM:AG Araştırmacı Gacetecilik Vakfı Y.), Mehmet Ali Birand'ın "12 Eylül Saat 04.00"ü, Oral Çalışlar'ın "Liderler Hapishanesi" (Everest Y.)


Daha yeniler arasında ise Haşim Akman'ın "30 Yıldır 12 Eylül - Yaşayanlar Anlatıyor" (Doğan Kitap) ve Eylem Delikanlı ve Özlem Delikanlı'nın hazırladığı "Keşke Bir Öpüp Koklasaydım" (Ayrıntı Y.) kitapları.

Benim yeniler arasında iki de favorim var: 12 Eylül'ün öncesi ve sonrasını da kapsayacak şekilde, Türkiye'nin son 50 yıllık tarihini daha geniş bir perspektiften bakarak anlatan Suavi Aydın ve Yüksel Taşkın'ın "1960'tan Günümüze Türkiye Tarihi" (İletişim Y.) kitabı ve 12 Eylül'e giden süreci inanılmaz fotoğraflarla anlatan foto muhabiri Kadir Can'ın "12 Eylül 1980 Akıl Tutulması" (Boyut Y.)

 
12 Eylül döneminde yasaklanan kitaplar var tabii, uzun bir liste. Onlar da bir başka yazı konusu olur artık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder